Özgürlük bir çok konu içerisinde anlatılabilir. Bir kişinin evdeki özgürlüğünden bir milletin özgürlüğüne kadar. Benim burada anlatmaya çalıştığım özgürlük; insan ilişkisi içerisinde hem karşısındakiyle birlikte yaşamak isterken hem de özgür olmayı istemek.
Yakın tarihi ve anaerkil toplulukları saymazsak, tarihte çoğunlukla erkeklerin sözü hüküm sürmüştür. Bunun en büyük nedeni fiziki avantajlarıdır. Kadınlara karşı bunu kullanmalarıyla baskın olmuşlar ve kadınların söz hakkına sahip olmamalarını sağlamışlardır. Bunun etkisiyle ve erkekler bunu kullanmasa da süre gelen bir alışkanlıktan dolayı kadınlarda bunu fiziki bir baskı altında olmadan da çoğunlukla kabul etmişlerdir. Geçmişte kadın ve erkeğin keskin sayılacak çizgiler ile yaptıkları işlerin farklılığı da görülmektedir. Genel olarak savaşlara giden ve çalışan erkekler, erkek çocuk doğurmak ve ev işleri yapmak için kadınlar. Evleneceği adamı seçme hakkını bırakın evleneceği adamı evlendiği gün görmeleri ve az da olsa bu devirde bile yaşanan bir durum. Peki, bu durumlar içerisinde mutlu olan bir çift yok muydu tarihin sayfalarında? Elbette vardı. Kadını için her şeyi yapabilecek, mutlu etmek için uğraşan ve onu dinleyen bir erkek ve kocası için her şeyi yapabilecek, mutlu etmek için uğraşan ve onu dinleyen bir kadın vardı. Zamanımıza göre bu kadar ayrım yaşanan bir dönemde iki kişi bunu başarabilirken bugün neden sürekli anlaşamayan ve sürekli tartışan kişiler var?
Bence en büyük nedenlerinden biri özgürlük... Neden mi? O kadar çok kullanıyoruz ki özgürlük kelimesini, mutlak özgürlüğün her şey için ihtiyacımız olan bir kavram olduğuna inanıyoruz. Bu kavramın içerisinde bir ilişkiye nasıl başlanabilirse öyle başlıyoruz. Başkası için değişmiyoruz, değişmeye çalışmıyoruz, çünkü biz buyuz diyoruz ve bunlarla birlikte karşımızdakinin bizim için bir şeyler yapmasını bekliyoruz. İlk tanıştığınızda böyle miydi? Birbirinize söylediğiniz her şeye tamam demek oysa ne kolaydı. Özgürlüğünüzün kısıtlandığını düşünene kadar yada onsuz yapamam dediğiniz sürece her şeyi yapmak kolaydı. Yarını o kadar toz pembe görüyoruz ki; evlendikten sonrasında düşündüğümüz her hayalimiz pürüzsüz öyle değil mi? Birlikte izlenen güzel filmler, pazar sabahları yapılan kahvaltılar, o güzel sımsıkı sarılmalar... Ama bunlar yaşansa bile mutluluğunuza gölge düşürecek çok fazla olay yaşanacak. Bir gün gelecek karşınızdakinin hiç tanımadığınız biri olduğu düşüncesine kapılacaksınız.(yıllarca birbirinizi tanısanız bile) Özgürlük demiştik işte burada devreye girecek. Karşınızdakinin istediklerini yapmanız, karşınızdakinden bir şeyler istediğiniz için olacak. Çünkü eğer öyle olmazsa yaptığınız özgürlüğünüzü kısıtlar ve farkında olmasanız bile özgürlüğün sürekli empoze edildiği bu dünyada, sizin bilincinizde sürekli bunu isteyecektir ve bu tek taraflı olmayacaktır. Önceden verilen sözler birer birer yıkılacak, başta kaldıramadığınız şeyler zamanla doğal bir hal alacaktır. Eğer bir şekilde birlikte yaşamayı başarabilirseniz, olacak tek şey aynı evde ayrı iki yaşamın hayat sürmesi olacaktır. O yüzden çok önemsemeyin özgürlüğünüzü ve özgürlüğünüzü verebilecek biriyle olun ve size özgürlüğünü verebilecek. Belki çok kolay, belki de çok zor ama sadece yüreklerinizi birbirinize verdiğinizde mutlu olacağınız insanlarla aynı hayatı paylaşın.